ercanguven @ milliyet.com.tr

Sahada çökmüş, topçuları kazan kaldırmış Fenerbahçe, bir yandan da futbol tarihimizdeki en dehşetli sportif casusluk skandalıyla savruluyor da... Galatasaray’da “her şey süt liman mı” sanki?..
Hayır... Onun da dibi oyuluyor sistemli şekilde. O da “s.o.s” veriyor.
Üstünü örten “puan cetveli”!
Şimdi boş verin UEFA’yı, santraforu, iç saha rekorunu falan... Biraz Galatasaray kulübünün zeminine/çatısına bakın!
Dünü, bugünü, yarınıyla inceleyin kulübü. Büyük erozyonu görün.
Üzülün ve çare arayın.


Gelecek önemli; yarından başlayalım:
Sarı-Kırmızı’nın pigmentleri, özü, kaynağı, medarı iftiharı Galatasaray Lisesi’nin “çakı gibi” 210 “taze kanı” kulübe üyelik başvurusu yapıyor... 141’inin evraklarındaki imzalar sahte!
Çiçeği burnunda mezunlar, “referans” diye yazmışlar habersiz eski üyelerin adını, çakmışlar sahte imzalarını.
Bir kere “zeka” yerlerde...
“Yediririm” sanıyorlar... Karnede tahrifat yapıp ebeveyni kandırmakla karıştırmış olmalılar.
Sonra cüret!.. Ömür boyu sürecek bir şerefe sahtekarlıkla başlamak gibi bir cüret nasıl yerleşmiş bu genç kalplere? Nerede?

Kulüp de “lütfen yenileyin başvurularınızı” diyor; iyi mi?
Ekleseydi bari:
“Çocuklar, sahte işlere girişirken lütfen biraz daha özenli olalım”!
Neyse... Yapmışlar bir gençlik hatası. Kulüp yönetimi “artık ömür boyu üye olamazsınız” dese ağır kaçardı. Büyükler affedici olmalı.
Ama o da ne?..
141 yeni mezundan sadece 2 tanesi yeniliyor sahte referanslı başvurusunu.
Ne demek bu?
“Alın başınıza çalın üyeliğinizi” değil mi?
Dikkat edin... “Kalsın o zaman” diyenler, her üç mezundan ikisi.
Galatasaray’ın “geleceği” olan Galatasaray mezunu gençlerin Galatasaray Kulübü’ne yaklaşımı ve bakışı “yarınlar için” endişe verici değil mi?

Peki bugünü nasıl kulübün?
Misak-ı Milli sınırları içinde hikmetinden sual olunmaz Yönetim, “UEFA Avrupa’dan üç yıl men eder mi acaba” korkusuyla el kapılarında medet arıyor.
Çünkü, hem Galatasaraylı hem de Galatasaray’ın ekmeğini yemiş adamların marifetiyle, UEFA’ya ilettikleri belgelerin, verdikleri beyanlarının “doğru olmadığı” ortaya çıkmış.
İspiyonun iğrençliği bir tarafa, Galatasaray’da evrak işi 7’den 70’e netameli galiba.

Peki kadim kulübün “geçmişini” neden dahil ettik “vahim” duruma?
Geçmiş dediysek, yakın geçmiş...
Hani şu vatan haini örgütün “sportif vitrini” Hakan Şükür ile Arif Erdem’in “üyeliklerinin devamına” imza atan ve Allah’tan zamanın yönetimi tarafından apar topar düzeltilen skandal genel kurula kadarki geçmiş.
Bu mürit arkadaşların misyonlarını icra ettikleri şatafatlı devirlerine kadar gitmeye gerek yok.
Diyelim ki, daha öncesi milletçe dikkatsizliğimizin bir iz düşümüydü. Basiret bağlanmasıydı. 15 Temmuz sonrası o Genel Kurul kararı neydi Allah aşkına?
O gün Galatasaray’da zemin yerinden oynadı, çatı kaydı ama kimse oralı olmadı.

İşte Galatasaray’a bu pencereden bakınca, UEFA cezası, santrforsuz takım falan hava kalır...  
Gol kralı Gomis’i paraya çevirmek için Gomis’i mundar etmekten çekinmeyenlerin, Fransız’ın “kalmak istiyordum” beyanatına karşılık hâlâ “gitmek istiyordu” teranesine de aldırmazsınız, liseli gençlerin sahte evraklarını yemeyenlerin “sahte evraklarına” UEFA uyandırılınca, telaşına da...
Çünkü asıl mesele daha büyük, daha vahim, dünden gelip yarına uzanıyor.
Adını koyarım ama mahkemeler orada duruyor!
Zarifçe söyleyelim; bir şeyler oluyor bu muazzam kulübe.

 

Milliyet