caginaltug7878 @ gmail.com

Günümüzde bazı nsanlar kolay yoldan başarı elde etmenin yolunu arıyorlar. Oysa ki bilmiyorlar ki kolay yoldan elde edilen başarının kıymetinin olmayacağını ve bir gün o başarının kolay bir şekilde elinden kayıp gideceğini. Başarı her zaman azim eden, azim ile çalışanındır.

Sizde azmin zafere giden yolcuğunu, paralimpik oyunların doğuşunu, ülkemizin paralimpik oyunlardaki tarihsel sürecini, iç savaşın eşiğindeki Ukrayna’nın oyunlardaki başarısını, zihinsel engelli sporcuların oyunlara neden alınmadığını, dünya spor tarihe geçen sporcularımızı ve en önemlisi paralimpik oyunlar olmadan neden olimpiyat oyunlarının yapılamayacağı gibi bir çok sorunun cevabını yazının sonunda öğrenmiş olacaksınız...

PARALİMPİK NEDİR?

Paralimpik oyunları dünyanın dört bir yanından  çeşitli engelli gruplarında elit sporcuların madalya için mücadele ettikleri çoklu spor
etkinlikleridir. Orjinal ismi paralympic olan oyunlar ingilizce engelli
anlamına gelenparalyzed ve olimpiyat anlamına gelen olimpic  kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır.

1948 yılında temel atılan oyunlar, o zamanlar sporcu bulunmakta zorlanılsada günümüzde milyarlarca insanı ekrana kitleyen en büyük spor organizasyonlarından biridir. Tüm Paralimpik Oyunları Uluslararası Paralimpik Komitesince yaz ve kış olimpiyatları olarak o dönemki olimpiyatların hemen ardın düzenlenir.

PARALİMPİK OYUNLARIN DOĞUŞU

1940’lı yılların ortalarında İngiltere’de Dr. Gutmann askeri hastanede felçliler için rehabilitasyon merkezi kurarak II. Dünya savaşında yaralanmış parapleji hastalarının tedavisinden spordan faydalanmiştir. İlk başlarda tekerlekli sandalye sporununun gelişmesi için bireysel sporlardan yararlanmış, zamanla engelli gruplarını göz önünde bulundurarak farklı sporları da işin içi katarak sporsal çeşitliliği sağlamıştır.

Dr. Gutmann tekerlekli sandalye sporunu olimpiyat ruhuyla bağdaştırıp 1948 yılında ilk Stoke Mandeville Tekerlekli Sandalye Sporları Oyunlarını organize ederek oyunların temelini atmıştır.

Bu gelişmelerden sonra Dr. Gutmann oyunların ülke dışına çıkması gerektiği fikrini gündeme getirse de, ilk başlarda beklediği desteği göremedi. Ta ki 1952 yılında Hollanda’dan gelen küçük bir sporcu kafilesiyle uluslar arası ilişkiler adına önemli bir adım atılmış oldu.

1957 yılında ‘’Stoke Mandeville Oyunları Komitesi’’ kurularak, oyunlar 3 sene orada düzenlendikten sonra , alınan kararla olimpiyatların yapıldığı şehirlerde yapılması planlanmış, mümkün olmayan durumlarda ise başka şehirlerde düzenlenmiştir.








OYUNLAR HAKKINDA AZ BİLİNENLER

Paralimpik Oyunlar’ın logosu , ‘’agitos’’ hareket halindeki ruhu temsil eden yeşil, mavi, kırmızı eğrilerden oluşmaktadır. Bu renkler tüm dünyada kullanılan ülke bayraklarını temsil etmektedir.

Kör futbolunda artların eşitlenmesi için tüm oyuncuların gözleri bağlanır. Çünkü bu kategoride mücadele eden sporcuların bazıları kısmende olsa görebiliyor.

Atletizm dalında yarışan görme engelli sporcular iple bağlı oldukları rehberlerke koşma hakkına sahipken, yüksek atlama yapan sporcular rehberlerinin alkış temposuyla ne kadar yükseldiklerini anlayabiliyorlar.

2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda iki kişilik mülteci takımının yer aldığı oyunlarda, Suriye’deki iç savaş sırasında bacağını kaybeden yüzücü İbrahim el- Hüseyin ve İranlı disk atma sporcusu Shahrad Nasajpour altın madalya için mücadele etti.

100 metre paralimpik rekoru 10.72 saniyeyle bir uvzu eksik olan Ajibola Adoye adlı Nijeryalı sporcuya aittir. Bu rekor, Kanadalı olimpiyat rekortmeni Donovan Bailey’in 9.84’lük derecenin bir saniye gerisindedir.

1960 ROMA-İTALYA

Bu yılda olimpiyat oyunları ve paralimpik oyunları ilk kez aynı şehirde gerçekleştirildi ve paralimpik oyunlarının ilk yaz organizasyonu olarak tarihe geçti

1972 Heidelberg,ALMANYA

Münih olimpiyatlarından hemen sonra paralimpik oyunların düzenlenmesi planlanmış fakat siyasi sebeplerden dolayı Heidelberg’te yapılmıştır. Başka bir ilkse Heidelberg oyunları’na bazı branşlarda görme özürlü oyuncular katıldı ve böylece bir ilk daha gerçekleştirildi.

1988 Seul, KORE

Engelli sporcular burada ilk kez ana olimpiyat tesislerinde, olimpiyat yarışmacılarıyla ‘’ aynı kulvarda ‘’ yarıştı.

1992 Barcelona, İSPANYA

İlk kez olimpiyat oyunlarına ait bir televizyon kanalı oluşturuldu ve eşi görülmemiş yepyeni bir seyirci kitlesi yarattı.











1996 Atlanta ABD

İki yeni paralimpik spor; rugby ve yelken bu oyunlarda gösteri sporu olarak sergilendi.

TÜRKİYE’ NİN PARALİMPİK OYUNLAR KARNESİ











Türkiye’nin paralimpik oyunlar macerası 1992 Barcelona’ da bir yüzücümüze davet gelmesiyle  başladı. 1992 Barcelona ve 2000 Sidney
Olimpiyatlarıda birer , 2004 Atina’da 8, 2008 Pekinde 16 , 2012 Londra 69 ve son olarak 2016 Rioda 79 sporcuyla rekor bir katılım sergiledi.

 

İLK MADALYAMIZ KORHAN YAMAǒTAN

Türkiye, 1992 Barcelona’dan bu yana katıldığı paralimpik oyunlarında ki ilk madalyasını 2004 Atina’da elde etti. Atıcılık branşında altın madalya kazanan Korhan Yamaç, altın madalya kazanarak adını paralimpik oyunlar tarihine yazdırdı.











ALTIN MADALYA ALAN İLK KADIN SPORCUMUZ











2008 Pekin paralimpik oyunlarında okçuluk branşında altın madalya kazanan Gizem Girişmen oyunlarda altın madalya kazanan ilk sporcumuz oldu. Ayrıca 2010 yılında Laures Dünya Spor Ödüllerine aday gösterilen ilk sporcu oldu.

TARİHE GEÇEN TÜRK İBRAHİM BÖLÜKBAŞI

Olimpiyatlar tarihinde bugüne kadar 13 sporcu hem paralimpik, hem de olimpiyat oyunlarına katılma başarısı gösterdi. Bugüne kadar hiçbir sporcu aynı yıl düzenlenen olimpiyat ve paralimpik oyunlarında yarışmadı. Görme engeline rağmen RİO 2016 Paralimpik oyunlarında serbest güreşte mücadele veren Bölükbaşı, 15 gün sonra Paralimpik Oyunları’nda judoda tatamiye çıkarak dünya spor tarihine geçti.











2016 RİO PARALİMPİK OYUNLARI’NDA TÜRKİYE

Milliler, oyunlarda ki en fazla altın madalyasını RİO’da elde etti. Orgaziasyonda 6.kez boy gösteren ay yıldızlılar, 2004, 2008, 2012’ deki birer altın madalyadan sonra 2016’da elde ettiği 3 altın madalya ile en başarılı performansını sergiledi.

ALTIN KADIN NAZMİYE

2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda 40 kiloda şampiyonluğa uzanan Nazmiye Muratlı, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda 41 kiloda 104 kiloluk kaldırışıyla Dünya Rekoru kırarak oyunlardaki altın sayısını ikiye çıkardı.

İKİNCİ ALTIN ABDULLAH’TAN

Masa tenisi erkeklerde (class 4 ) milli sporcu Öztürk, finalde Çin’li rakibini 3-1’lik skorla geçerek altın madalyanın sahibi oldu.

TAKIM SPORLARINDA BİR İLK

Son Avrupa Şampiyonluğunda kürsünün zirvesinde yer alan golbol kadın milli takımı 2016 Rio Paralimpik oyunlarına da damga vurdu. Altın madalya kazanan sporcularımız oyunlar tarihinde Türkiye’ye takım sporlarındaki ilk şampiyonluğu getirdi.

KÜBRA’DAN GÜMÜŞ MADALYA

Milli sporcumuz, masa tenisi tek kadınlarda ( class 7), finaldeki rakibine yenilerek gümüş madalyanın sahibi oldu.

RİO’DA 5 BRONZ

Judo kadınlarda Mesme Taşbağ ve Ecem Taşkın, atletizm erkekler 1500 metrede Semih DENİZ, atıcılık kadınlar 10 metre havalı tabancada Ayşegül Pehlivanlar ve masa tenisi çift erkeklerde Öztürk kardeşler bronz madalyanın sahibi oldu.

ZİHİNSEL ENGELİOLMAYAN SPORCULAR PARALİMPİK OYUNLARDA

Sydney 2000’de spanya skandal bir olaya imza atarak, zihinsel engelli basketbol takımındaki 12 sporcudan 10’unun sağlam olduğu ortaya çıkmıştı. Takıma sızan gazeteci Carlos Ribagorda, Brezilya 1988 ve Eurobasket 1999’da mücadele eden bazı oyuncuların zihinsel engeli olmadığına dair bilgi edinmesi sonucu, oyuncular kazandıkları altın madalyaları geri vermişti. Uluslararası Paralimpik Komitesi de zeka engelli sporcuların müsabakalarını paralimpik oyunları programındançıkararak, 2004 Atina ve 2008 Pekin OYUNLARI’nda yer vermemişti.

DERS ALINMASI GEREKENLER











UKRAYNA ‘NIN RİODA’Kİ SIRRI

Ukrayna RİO 2016 Olimpiyat Oyunları’nda başarılı sayılmayacak bir performans sergilerken, paralimpik oyunlarında ise 172 sporcusundan 117’si madalya kazanarak inanılması güç bir performans sergileyerek adından söz ettirdi. Ukrayna’nın yakın tarihindeki siyasi, ekonomik krizide göz önünde bulundurursak bu başarısı oldukça şaşırtıcı.

Aslında bu başarının sırrı alt yapıya ve engelli bireyleri verilen değerin bir sonucu. Bu başarılı çalışmanın altında  ‘’İNVASPORT’’ adlı program yatıyor. İnvasport projesiyle ülkenin her bölgesine paralimpik sporuna özel okullar, tesisler açılmış , engelliler için beden eğitimi, spor ve rehabilitasyon amaçlı bir sistem olması yatıyor.Engelli çocuklar için ülkenin dört bir yanına açılan tesislerin önemi kadar, engelli çocukları

bu tesislerle buluşturabilmekte önemli. Sürekli ülkemizde ki tesis sayılarıyla ilgili açıklamalar yapılırken, gençlerimizi, engelli çocuklarımızı bu tesislerle buluşturamadıktan sonra neye yarar ki tesis yapmak…











Türkiye nüfusu ve nüfus içerisindeki engelli sayısı düşünüldüğünde alınan madalya sayısının yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle Ukrayna başta olmak üzere müslüman ülkelerden Özbekistan, İran, Cezayir gibi ülkelerin madalya sayıları düşünüldüğünde onlardan öğreneceğimiz bir çok şey olduğu kesin.











PARALİMPİK YOKSA , OLİMPİYATTA YOK!!!

2001 yılında IOC VE IPC’ nin aldığı bir kararla bir ülkede paralimpik oyunları olmadan olimpiyat yapılamıyor. Olimpiyatları organize edecek ülkeye olimpiyatların bitiminden en geç 3 hafta içerisinde paralimpik oyunları yapma zorunluluğu getirildi ve organizasyonun adı ‘’ olimpiyat ve paralimpik oyunları ‘’olarak değiştirildi.











Ülkemizin olimpiyat




oyunlarına adaylığında bile ‘’paralimpik’’ kelimesinin geçmemesi işin en baştan




yanlış yapıldığının bir göstergesi. Bir ülke olimpiyat oyunlarına aday olacaksa




paralimpik oyunlarına gereken önemi vermek zorunda. Bu konuda özellikle Türkiye




Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer’in mücalesini görmezden gelmek




mümkün değil. Katıldığı her etkinlikte organizasyonun ‘’OLİMPİYAT VE PARALİMPİK




OYUNLARI’’ olarak anılması gerektiğini bıkmadan dile getirmesi yanlış oluşan




algının düzelmesi adına çok önemli.











Son olarak tv




kanallarında vatandaşlara sorulan ‘’paralimpik’’ nedir? Sorusuna verilen




cevapları duyunca güksek mi ağlasak mi bilemiyorum. Çünkü olimpiyatlara




adaylığımızı koyan bir ülke olarak yetkililerin bile ‘’ paralimpik oyunları’’




nı dile getirmemeleri oldukça şaşırtıcı. Ama unuttukları bir nokta var: ‘’




PARALİMPİK YOKSA OLİMPİYATTA YOK’’