Kulüplerin transfer yarışı son yıllarda saha içi rekabeti gölgede bıraktı. Birden fazla talibi olan futbolcuyu renklerine katan kulüpler bunu ‘’Zafer’’ gibi kutladı.

Sahadaki oyun transferin gölgesinde kaldı

Futbol transfer merkezli bir oyun haline geldi. Bazı oyuncular için ‘’Gelecek, geliyor, geldi’’ derken aylar, hatta yıllar geçti.

Başkanlar, yöneticiler transfer ettikleri futbolcularla hatırlanır oldu. Bu anlayış yöneticileri, tribünlerin istediği isimleri transfer etmeye yönlendirdi. Böylece ipin ucu bir daha yakalanmamak üzere kaçtı.

Havalimanları stadyuma döndü

Taraftarlar yeni transferleri karşılamak için havalimanlarını stadyuma çevirdi. Yapılan transferlerin kulübe maliyeti unutuldu. Fakat imzalar atıldıktan sonra gerçeklerle yüzleşmek çok uzun sürmedi.

"Bir şekilde ödenir" denilen yüksek futbolcu maaşları kulübün başına dert oldu. Camialar parasını almadan antrenmana veya maça çıkmak istemeyen oyuncularla tanıştı. Hatta kulüpler kadro dışı bıraktığı oyunculara milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldı.

Bu durum çoğu zaman Türk futbolcular için Futbol Federasyonuna, yabancılar için de FIFA’ya yansıdı.

UEFA yaptırımları devreye girdi

Sonuçta bir kaos ortamı oluştu. Yüksek faizli banka kredileri kaosu, krize çevirdi. Yaşanan ekonomik kriz sonrası ülkemizin en büyük kulüpleri UEFA yaptırımlarıyla karşılaştı. Avrupa kupalarından men edilmenin yanı sıra transfer kısıtlaması gündeme geldi.

Bazı kulüpler kapandı

Birçok Anadolu kulübünün kapısına kilit vuruldu. Gaziantepspor,Mersin İdman Yurdu, Malatyaspor, Diyarbakırspor ve Orduspor gibi bir dönemin güçlü takımları sadece tarih sayfalarında ve anılarda yer alıyor.

Bursaspor ve Eskişehirspor Birinci Lig'de, Samsunspor İkinci Lig'de, Karşıyaka da Üçüncü Lig'de var olma mücadelesi veriyor.

"Dört büyükler" borç sarmalında

4 büyük kulüp ise borç sarmalını yeni kredilerle eritmeye çalışıyor. Fenerbahçe 3 milyar 700 milyon lira, Galatasaray 3 milyar 200 milyon lira, Beşiktaş 2 milyar 600 milyon lira, Trabzonspor da 1 milyar liralık borç yüküyle boğuşuyor.

Toplam borcu 10 milyar lirayı bulan 4 büyük kulüp, asıl mücadeleyi borçlarını ödeyebilmek için yeni kaynak ararken veriyor.

Kulüplerin Türk futbolunun geleceğini tehdit eden bu sorunla yüzleşmekten kaçınması, yarayı daha da derinleştirdi.

Ara sıra dile getirilen eleştiriler transfer dönemi geldiğinde ortadan kayboldu.

Aybaba'dan uzun süre unutulmayacak bir çıkış

Ancak İstikbal Mobilya Kayserispor’un Teknik Direktörü Samet Aybaba, uzun süre unutulmayacak bir çıkışla konuya dikkati çekti:

"Bazı yabancı oyuncular Avrupa'da çok düşük maaş alıyorlar. Türkiye'deki kulüplerin sorunlarını bildikleri halde bu ülkeye gelip yüksek maaş alıyorlar. Diyorlar ki 'Nasıl olsa UEFA'dan paramızı alırız.' Senaryo bu...Ülke futbolu buna izin verdiği sürece antrenmana çıkmayan, evinin önündeki bahçede çocuğunu gezdiren, Erciyes'e gidip kayak yapan futbolcu tiplerini çok göreceksiniz. Bu soruna çözüm bulmak lazım. Kulüpler bu düşünceyle devam ettiği sürece futbol daha da kötüye gidecek."

Kulüpler borçlarından dolayı nefes almaz halde

Sonuçta kimse gidişata son vermek için elini taşın altına sokmadı. Transferler borç yükünü arttırdıkça arttırdı. Kulüpler borçlarından dolayı nefes alamaz hale geldi. Borcu olmayan kulüp neredeyse hiç kalmadı.

Borç yükünün asıl nedeni: Yanlış transfer politikası

Borç yükünün temel kaynağını da yanlış transfer politikası oluşturdu. Süper Lig kulüplerinin 9 Haziran 2018-1 Eylül 2019 tarihleri arasındaki transferleri gerçeği gözler önüne serdi.

Yaklaşık 15 aylık bu süre iki yaz, bir de devre arası olmak üzere 3 transfer dönemini kapsıyor.

"Dört büyükler"in 15 aydaki transfer sayıları

"Dört büyükler"de en çok transferi Fenerbahçe yaptı. Sarı-lacivertliler 15 aylık süre zarfında 20 futbolcuyu renklerine kattı. Fenerbahçe’yi 18 transferle Galatasaray takip etti. Beşiktaş ve Trabzonspor ise son 3 transfer döneminde 16’şar oyuncuyu renklerine bağladı.

Gaziantep Futbol Kulübü'nden 15 ayda 27 transfer

Anadolu kulüpleri de transferde dört büyüklerden geri durmadı. Süper Lig'in yeni ekibi Gaziantep Futbol Kulübü neredeyse sıfırdan takım kurdu. Güneydoğu ekibi 15 aylık dönemde 27 oyuncu alarak rekor kırdı.

İstikbal Mobilya Kayserispor ve Çaykur Rizespor’da 24’er futbolcuyla en çok transfer yapan takımlar arasında yer aldı.

1 yıl aradan sonra yeniden süper lige yükselen Gençlerbirliği 23 futbolcu alırken, Demir Grup Sivasspor, Göztepe ve Yukatel Denizlispor 20’şer transfer yaptı. Alanyaspor ve BTC Türk Yeni Malatyaspor 18’er, İttifak Holding Konyaspor da 17 futbolcuyu renklerine bağladı.

Kasımpaşa 15, transfer yasağı bulunan MKE Ankaragücü ile Medipol Başakşehir de 14’er yeni oyuncuyla sözleşme imzaladı.

En az transferi Antalyaspor yaptı

Süper Lig'de en az transferi Antalyaspor yaptı. Akdeniz ekibi 12 oyuncuya kırmızı-beyazlı formayı giydirdi.

Son 15 aya ait rakamlar adeta ‘’Yap boz tahtası’’ izlenimi veriyor. Başarıyı transferde arayan kulüplerin hayal kırıklığı yaratan her oyuncudan sonra, aklına ilk gelen yine transfer yapmak oluyor.

Her sezon yeni kadro kurulmasıyla da kulüplerin elinde avucunda bir şey kalmıyor. Ekonomisi altüst olan kulüpler, dar boğazdan çıkamadığı gibi geleceğini de karartıyor.

Süper Lig'de transfer, Avrupa'da istikrar öne çıkıyor

Ayağını yorganına göre uzatmayan kulüplerin aklına nedense gelir gider dengesini gözetmek gelmiyor.

Her konuda örnek aldığımız ‘’Avrupa’nın büyük kulüplerinin transfer politikası nasıl şekilleniyor‘’ gibi bir arayışa gidilmiyor.

Örneğin; Süper Lig ekipleri başarıyı transferde ararken son Avrupa şampiyonu Liverpool’un önceliği istikrar oldu.

Liverpool, Türk takımlarının transfer için varını yoğunu harcadığı 15 aylık dönemde sadece 6 transfer yaptı.

Kaynak: TRT SPOR