“2005 yılıydı. Kapıdan içeri, ailesinin yanında 5 yaşında bir çocuk girdi. O gün, bu çocuğun bir Şampiyonlar Ligi rekortmeni olacağından habersizdik...”

Borussia Dortmund'un süper yıldızı Erling Haaland'ın ilk antrenörü Alf Ingve Berntsen, CNN’e verdiği demeçte, hem minik Erling'in hem de kendi hayatının değiştiği günü bu sözlerle anlatıyor.

Hikayeye başlamadan dilerseniz önce Norveçli yıldızın son rekorlarından söz edelim..

Kırdığı rekorlarla futbol dünyasının gündeminde...

UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turunda İspanyol ekibi Sevilla'yı eleyen Alman temsilcisi Dortmund'un Norveçli golcüsü, kırdığı rekorla Avrupa futbolunun gündeminde...

Rövanş karşılaşmasında 2 gol atan Haaland, Devler Ligi'ndeki gol sayısını 20'ye çıkardı. 14 maçta bu sayıyı yakalayan golcü oyuncu, Şampiyonlar Ligi'nde 20 gole en hızlı ulaşan futbolcu oldu. Aynı zamanda Devler Ligi'nde 20 gol atan ve 6 maçta da üst üste gol atan en genç isim unvanını elde etti. Norveçli yıldız, Devler Ligi tarihinde üst üste 4 maçta ikişer gol atan ilk isim olarak da tarihe geçti.

Ayrıca Haaland, kariyerinde önemli bir yere sahip olan Ole Gunnar Solskjaer'e ait olan "Şampiyonlar Ligi'nde en çok gol atan Norveçli oyuncu" apoletini de taşımaya başladı.

Dortmund formasıyla bu sezon şu ana kadar 31 gole ulaşan Haaland, Avrupa devlerinin transfer listesinin de başında yer alıyor.

Peki henüz 20 yaşında olan Haaland, göz kamaştıran bu performansa nasıl ulaştı, kariyerin dönüm noktalarında kimlerin dokunuşları var? Gelin filmi biraz daha geriye saralım...

Bryne, Froylandsvatnet Gölü’nün güney kıyısında, kara ve demiryolu için önemli bir istasyon haline gelmiş, yaklaşık 12 bin nüfuslu bir Norveç bölgesi. 1989 yılında, bu bölgenin takımı Bryne FK’nın altyapısına giren Alf-Inge Haaland, kısa zamanda A Takım’a, orada gösterdiği performansla da Ada’ya gidiyor.

 

Nottingham Forest ve ardından Leeds United’ta oynayan Norveçli orta saha, 2000 yılında Manchester City’nin yolunu tutuyor. Tam da bu transferin resmiyetinden birkaç gün sonra, oğlu Erling dünyaya geliyor.

Roy Keane’in, kitabında “bilerek sakatladım” dediği, futbol tarihinin en sert faullerinden birine maruz kalmasıyla hafızalarda yer edinmiş Alf-Inge, diğer dizinde de yaşadığı problemler sebebiyle bir dizi operasyondan geçip, erken yaşta futbolu bırakmak durumunda kalıyor. O andan itibaren, ailede bayrağı Erling devralıyor.

Futbolcu baba ile heptatlon şampiyonu annenin genlerini taşıyor

Küçük Erling, Premier Lig’de boy gösteren babasının yanında, bir heptatlon şampiyonu olan annesinin genlerini de taşıyor. Henüz 5 yaşındayken, uzun atlamada kendi yaş kategorisinin dünya rekorunu kırdığına dair hikayeye belki rast gelmişsinizdir. Aynı günlerde, babasının izini sürerek Bryne FK’da futbol oynamaya başlayan bu çocuk, hepimizden önce ilk antrenörünü, Alf Ingve Berntsen’i büyülüyor.

 

Alf Ingve Berntsen, o dönemde Bryne FK takımının en alt yaş kategorilerinde antrenörlük yapıyordu. Berntsen, Erling Haaland ile yeşil sahalarda ilk kez tanışan, onunla çalışma ve onu izleme fırsatını ilk yakalayan kişiydi.

"Çok gol atıyordu ve fazlasını istiyordu"

Bundesliga magazinine ve CNN’e verdiği demeçlerde Berntsen, bizleri Erling’in çocukluk dönemlerine götürüyor...

“Çok güleryüzlüydü. Çok çalışkandı. Her zaman daha iyisini yapabileceğini biliyordu. Çok gol atıyordu ve fazlasını istiyordu. Kendini daha fazla gol atmak zorunda hissediyordu.”