Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet'e özel açıklamalarda bulundu.

Bakan Özer, seçmeli Kürtçe dersleri ve AK Parti dönemindeki eğitim politikaları ve kazanımlarıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Mehmet Acet'in Bakan Özer'le yaptığı röportaj şu şekilde;

Dün, Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini alan 28 Şubat darbesinin 25’inci yıldönümünde Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’le kahvaltıda bir araya geldik.

Hatırlanacağı üzere, 28 Şubat kararları ve uygulamalarının önemli bir bölümü eğitim alanıyla ilgiliydi.

Bakan Özer, AK Parti’nin 20 yıla yaklaşan iktidar döneminin eğitimle ilgili kısmını anlatırken, 28 Şubat’ın yaralarının sarılması ile eğitimde elde edilen kazanımları birlikte değerlendiriyor.

Şöyle diyor:

“Yani siz bir taraftan fiziksel yatırımlar yapacaksınız bir taraftan da eğitim sistemine yapılan baskılardan kaynaklanan anti demokratik uygulamaların hasarlarını tamir edeceksiniz. Başörtüsü uygulaması problemini ortadan kaldıracaksanız, 28 Şubat’ın yol açmış olduğu din öğretiminde ve mesleki eğitimde yarattığı travmanın hasarlarını tedavi edeceksiniz.”

AK PARTİ DÖNEMİ EĞİTİMDE DEVRİMSEL BİR DÖNEM

Milli Eğitim Bakanı Özer, eğitim politikaları ve kazanımlarıyla ilgili AK Parti dönemine ilişkin iddialı sözler sarf ediyor.

1 milyon 200 bin öğretmenin yüzde 75’inin bu dönemde işe başladığını anlatıyor.

Okullaşma oranlarında katlanarak artan öğrenci sayısına rağmen sınıf başına düşen öğrenci sayısının düşürülmesinin önemine dikkat çekiyor.

Bu dönemi ‘devrimsel bir dönem’ olarak nitelendirip şunları söylüyor:

“Eğitimle ilgili toplumsal taleplerin karşılığını yerine getireceksiniz, seçmeli derslerle ilgili adımlar atacaksanız ve bunları fiziksel yatırımlarla birlikte yapacaksınız. Kolay bir şey değil, hakikaten kolay bir şey değil. Bu dönem hakikaten eğitim tarihinde takdir edilmesi gereken devrimsel bir dönem. Kitleselleşme evresinin aşılıp eğitimde evrenselleşme döneminin yaşandığı bir dönem. Nüfus artarken bir taraftan eğitime erişimi artırmak kolay birşey değil ve eğitimin tüm kademelerinde.”

ANAOKULU SEFERBERLİĞİNDE HIZLI ADIMLAR

Milli Eğitim Bakanı Özer, daha önce yaptığımız sohbetlerde bu dönemde üç konu üzerinde bir odaklanma olacağını dile getirmişti.

1-Okul Öncesi Eğitim imkânlarının geliştirilmesi,

2-Öğretmenlerin mesleki gelişiminin sağlanması,

3-Mesleki eğitimin geliştirilmesi.

Dün bakan beyden dinlediklerimiz, bu üç alanda da çok hızlı ve kayda değer ilerlemelerin sağlandığına işaret ediyor.

Aktaralım:

“İlk adım olarak İstanbul'a her biri 12 derslikli 100 yeni anaokulu yapımını başlattık. Proje kapsamında şu ana kadar 86 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfı hizmete açtık.  216 yeni anaokulunun yapım ihalesini tamamladık. Arsaları belirlenen 1.807 anaokulunu yatırım planına aldık. Yatırım planına alınan bu anaokulların da ihale hazırlıkları devam ediyor. Böylece proje sonrası hizmete alınan, ihalesi tamamlanan ve yatırım planına alınan anaokulu sayısı 2 bin 109'a çıkacak. 3 bin anaokulu yapma hedefimizde geriye kalan 891 anaokulu için de arsa belirleme çalışmamız devam ediyor.”

Peki, bu yatırımlarla nasıl bir sonuç elde edildi?

 Yine, Bakan Özer’in verdiği rakamlar üzerinden aktaralım:

“Tüm bu yatırımlar sonunda 3 yaş grubunda yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50'ye; 4 yaş grubunda yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70'e ve 5 yaş grubunda yüzde 78 olan okullaşma oranını da yüzde 100'e kolaylıkla çıkartabileceğiz. Şu anda 5 yaş grubunda okullaşma oranını yüzde 78'den yüzde 90'a çıkartmış bulunuyoruz.”

MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ 1 MİLYONA YAKIN İSTİHDAM SAĞLAYACAK

Milli Eğitim Bakanı Özer’in üzerinde titizlikle durduğu alanlardan biri meslek liseleri.

Katsayı uygulamasıyla 28 Şubat döneminde kurutulan meslek liselerinde, Bakan Özer’in tabiriyle ‘suyun akışı’ yeniden düzelmiş durumda.

Devlet, bu alanda istihdam odaklı teşvikler veriyor.

Mesleki Eğitim Merkezleri iş dünyasının taleplerine göre şekillendiriliyor, bu da genç istihdama çok ciddi katkılar sağlıyor.

Yine rakamlar üzerinden gidelim.

Mesleki eğitimde yapılan değişiklikle öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u kadar ödeme yapılıyor.

Teşvik olsun diye bu ücret devlet tarafından ödeniyor.

Devlet bu teşviki yaptığı için eli rahatlayan işveren buralarda uygulamalı eğitimle yetişen öğrencileri iş sahibi yapıyor.

İstihdam oranı yüzde 90’lara kadar yükselmiş durumda.

Bakan Özer’in dediğine göre, son 2,5 ay içerisinde Mesleki Eğitim Merkezleri’ndeki öğrenci sayısı 159 binden 350 bine yükselmiş.

Hedef, 2022 yılının sonunda 1 milyon.

İstihdam oranının yüzde 90’lara kadar yükseldiğini düşünürseniz, böyle bir hedefe ulaşılması, 900 bin genç için istihdam kapısının aralanması anlamına geliyor.

Projenin sağlıklı bir şekilde işlemesi halinde, hem istihdam için çok önemli bir katkı sağlanmış olacak, hem de işverenin “Aradığım nitelikte eleman bulamıyorum” şeklindeki şikâyetleri sona ermiş olacak.

KÜRTÇE SEÇMELİ DERS TARTIŞMALARI: İSTEYEN İSTEDİĞİ DERSİ SEÇSİN DİYE SÜREYİ İKİ HAFTA UZATTIK

Milli Eğitim Bakanı Özer’le sohbetimizde Kürtçe Seçmeli Derslerle ilgili tartışmaları gündeme getirdim.

Malum, özellikle HDP çevrelerinden Kürtçe öğrenimi ve kullanımı ile ilgili yasakçı anlayışa geri dönüldüğü yönünde eleştiriler ve suçlamalar sık sık gündeme getiriliyor.

Bakan Özer, bu konuyla ilgili soruma, “Bu konuda kaygımız da yok, korkumuz da” şeklinde bir ifade kullanarak cevap verdi.

Seçmeli derslerle ilgili olarak isteyen tercihini rahatça yapsın diye süre 2 hafta uzatılmış.

Ortaokullarda Kürtçe Dersini Seçen Öğrenci Sayısı (Kurmancca+Zazaca) 2021-2022 eğitim öğretim yılında 20 bin 265 iken, geçen dönem bu rakam 20 bin 364 olarak ortaya çıkmış.

KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİ İÇİN KADRO AÇILMIYOR MU?

Bakan Özer’e, Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltilen Kürtçe öğretmenliği için özellikle kadro verilmiyor şeklindeki eleştirileri de hatırlatıp, böyle bir şey var mı diye sordum.

Bakan beyin verdiği cevabı araya girmeden aktaralım.

“MEB’de kadrolu öğretmen olmasına gerek yok illa. Okul öncesi eğitimi açıyoruz mesela. Şimdi kadrolu öğretmen varsa o orada görevini yapıyor zaten yoksa ücretli öğretmen devreye giriyor. Kürtçede de aynısı. O anda orada öğretmen yoksa eğitim fakültesi mezunlarını istihdam ediyor o zaman.

Zamanında her türlü eğitimi daraltan, her türlü manipülasyonu yapanların, bugün eğitimde fırsat eşitliğinden bahsetmeye hakkı yok. Eğitim sistemi vatandaşın taleplerine arz üretir. Vatandaşın talebini şekillendirmez baskılamaz.”