OBESİD’in (Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı)
İlk olarak 1933 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulmuş, 1989 yılında Daire Başkanlığı olmuş, 1992 tarihinde son şeklini almış olan OBESİD, gençlerimiz ve çocuklarımızın sportif, kültürel, sanatsal ve izcilikle ilgili tüm yarışma ve etkinliklerini organize etmek, bu organizasyonlar için gerekli tesis ve malzeme desteği sunmak, ulusal ve uluslararası yarışma ve etkinlik programlarını hazırlamak, milli bayram törenlerinin planını yapıp uygulamak ve beden eğitimi öğretmenlerinin mesleki gelişimleri için eğitimler hazırlamanın yanında, beden eğitimi öğretmenlerinin yaşadığı problemlerin çözüm mercii olmak gibi birçok görev üstlenmiştir.

2011 yılında okul sporlarının Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yönetilmesi uygun görülmüş, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki daire başkanlığı ve bağlı birimler lağvedilmiştir. OBESİD’in kapatılması bakanlığın üzerindeki yükü azaltmış ancak birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bakanlıkta daire başkanlığı, illerde şube müdürlüğü düzeyinde temsil edilirken, binlerce beden eğitimi öğretmeni görev yaptıkları okulların bağlı olduğu birimlere aktarılmış, spesifik çalışmaları sadece beden eğitimi derslerine indirgenmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Cumhuriyetin ilk yıllarına, hatta temel olarak Osmanlı devletinin son yüzyılına kadar uzanan köklü bir kurum geçmişi ve birikimi olması; spor salonları, çok amaçlı tesisler, yurtlar, pansiyonlar ve personel sayısı bakımından daha yeterli olması bakanlığın organizasyonları zorlanmadan yapmasına imkân veriyordu.

Okul sporları, uluslararası arenada profesyonel bir yönetim anlayışına sahip olmanın önemi anlaşıldığı ve sporun tek elden yürütülmesinin verimi artıracağı düşüncesiyle Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmiştir. Bu devir Gençlik ve Spor Bakanlığı’na fazladan yük getirmiş, gerek branş sayılarının artması gerekse kurumsal yapısının henüz hazır olmaması bakımından dışarıdan hizmet alınması bütçeyi artırmıştır. GSB tarafından okul sporlarına ayrılan bütçe ile, yönetimi Milli Eğitim Bakanlığı’nda iken ayrılan bütçe arasındaki fark dikkat çekicidir. Neredeyse yarısı kadar bir farkla bu işi yürüten MEB sadece okul sporlarını değil aynı zamanda sosyal, kültürel, sanatsal ve izcilik faaliyetlerini de yapıyordu.

Geçmişinde tam olarak nereye konumlandırılacağı bilinmeyen Gençlik ve Spor Bakanlığı uzun bir müddet müstakil bakanlık olamamıştır. Gelişimini geç tamamlamış olmanın verdiği dezavantajla bir müddet organizasyonlarda ve kurum kültürü yerleştirmede sıkıntı yaşamış, tam olarak bir aidiyet duygusu geliştirememiştir. Son yıllarda tesisleşmenin hız kazanmasıyla birlikte personel sayısını artırmış, kurumsallaşma adına pozitif adımlar atmaya başlasa da Kredi Yurtlar Kurumu’nun dâhil olmasıyla yeniden bir sistem arayışına girmiştir.

Okul sporlarının; işi, spor yönetimi ve organizasyonu olan Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmesinde bir beis yoktur ancak OBESİD’in hiçbir alt yapı çalışması yapılmaksızın aniden kaldırılması ve GSB’nin hitap edeceği kitlenin, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı binlerce beden eğitimi öğretmeni ve milyonlarca öğrenci olması koordinasyon sıkıntısını ortaya çıkarmış ve bu kitleyi doğrudan ilgilendiren birçok problem, kendi hiyerarşisi içerisinde muhatap bulamayan ve Milli Eğitim Bakanlığı adına okul sporlarını yöneten ve yönlendiren beden eğitimi öğretmenlerini zora sokmuştur. İki bakanlık arasında koordinasyonu sağlayacak bir birimin olmaması, beden eğitimi öğretmenlerinin kendi kurumu içerisinde duygusal bir bağ kuracağı, gerek maddi gerek manevi anlamda anlayacağı, sahada yaşadığı problemlere çözüm üreteceği ve kendi içlerinden birileri tarafından yönetilen bir birimin kalmaması onları çözüm bekleyen birçok problemin muhatabı yapmıştır.

Özerk olan Okul Sporları Federasyonu’nun yapması gereken yurt içi organizasyonlar, ayrılan bütçenin çok büyük olması ve federasyonun bu kadar büyük bir organizasyonu yapacak donanıma sahip olmaması nedeniyle bakanlığın Okul Sporları Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmaya devam etmiş, ilgili federasyon ise sadece uluslararası yarışma boyutu ile ilgilenmiştir. Bu durum daha garip bir sonuca evrilmiş, beden eğitimi öğretmenlerinin tek muhatabı olan ve onların arasından seçilmesi öngörülen okul sporları il temsilcileri, asıl muhatabı olan bakanlığa değil özerk olan ve sadece yurt dışı ayağını yönetmekle sorumlu olan okul sporları federasyonuna bağlanmıştır. Bu boyutuyla ikinci kez yalnız kalmış olan beden eğitimi öğretmenleri yaşanan ve yaşanabilecek sorunların çözümü bağlamında Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nin inisiyatifine bırakılmıştır.

Son yıllarda tesisleşme adına güzel gelişmeler olsa da tesislere ulaşım sıkıntısı, sağlık raporu alamama, malzeme ve il dışı ödeneklerinin yetersizliği, velilerin çocukları adına gelecek kaygısı taşıması gibi nedenlerin okullarda spora olan ilgiyi azalttığı, bu durumun beden eğitimi öğretmenlerini adeta okullara hapsettiği, mesleki anlamda doyum sağlayamadıkları gibi nihayetinde kendilerini değersiz hissetmelerine neden olduğunu ifade etmişlerdir.

Beden eğitimi derslerinde ve okul sporları faaliyetlerinde kullanılan malzemelerin temini için okul spor kolu yönetmeliğinde yer alan aidat toplama yetkisinin kaldırılması bir darbede buradan vurmuş ve beden eğitimi öğretmenlerinin küçükte olsa tek finansörünü elinden almıştır. Öğrencilerden çok cüzi hatta komik sayılabilecek miktarda aidat toplayarak eksik olan malzemeleri almaya çalışan ve genelde topladığı paranın 3-5 katını kendi cebinden ödeyen veya eskiyen malzemeleri tamir ettirmeye çalışan beden eğitimi öğretmeni sayısı da oldukça fazladır. Öğrencilerin, ekonomik anlamda katkı sağladığı durumlarda, okul malzemelerini daha fazla sahiplendiği ve koruduğu gerçeği bizzat beden eğitimi öğretmenleri tarafından tespit ve ifade edilmiştir. Çok büyük meblağlar olmamasına karşın toplanan bu paranın temel yoğaltım malzemeleri için kullanılması, beden eğitimi öğretmenlerini bir nebzede olsa rahatlattığı bilinen bir gerçektir. Ödeneği olmayan beden eğitimi öğretmenleri, sporu seven bir idareci ile çalıştıklarında kaynak bulma konusunda diğerlerine göre daha şanlıyken, spora  ve beden eğitimi derslerine önyargılı bir idareci ile çalışmak onlar için ayrı bir çile olmuştur.

OBESİD’in kapatılması doğrudan beden eğitimi öğretmenlerini etkilese de sosyal, kültürel, sanatsal ve izcilik boyutuyla; edebiyat, müzik, resim gibi, öğrencilerin gelişimi bakımından oldukça önemli branşları da etkilemiştir. Nitekim organizasyonların içerisinde, gerek il bazında gerekse ulusal bazda bilgi-kültür yarışmaları, resim-müzik yarışmaları ve izcilik gibi birçok aktivite olması OBESİD’in bünyesinde sadece beden eğitimi öğretmenlerinin değil diğer ilgili branşların da yer aldığı gerçeğini ortaya koyuyor.

Sonuç olarak OBESİD’in kapatılması sürecinde; Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı, profesyonel-amatör spor kulüplerini ve en önemlisi milli takımları besleyen, çocuklarımızın spora yönlendirilmesinde en büyük payın sahibi, milli bayram ve törenlerin emektarları Türk sporunun en önemli yapı taşı olan beden eğitimi öğretmenlerinin görüşlerinin dikkate alınmaması onları birçok problemle uğraşmak zorunda bırakmış çözüm ve muhatap bulamadıkları her geçen gün tükenmişlikleri biraz daha artmıştır.

Beden eğitimi öğretmenleri tüm problemler ortadan kalkmasa da en azından çözümün bir parçası olmak adına dikkate alınmak ve Türk sporunun koşulsuz en önemli dinamiği olan okul sporlarına daha fazla önem verilmesini istiyor. Bu sebeple Milli Eğitim Bakanlığı’nda mümkünse daire başkanlığı veya en azından il müdürlüklerinde şube müdürlüğü düzeyinde temsil edilmelerinin sağlanmasını isteyen beden eğitimi öğretmenleri, hem yaşadıkları sorunların çözümü noktasında karşılık bulacaklarını hem de Gençlik ve Spor Bakanlığı ile aradaki koordinasyon sıkıntısının ortadan kalkacağını düşünüyorlar.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle hoşça kalın.

Sözer Çoban