Eğer futbol, basketbol ve voleybol dışında bir spor takip etmiyorsanız, dün başlayan ve 11 Temmuz’a kadar devam eden Wimbledon’a kesinlikle göz atmalısınız. Spor tarihinin en büyük ve en prestijli organizasyonlarından biri olan ve hem tenis severlerin hem de tenisi grand slam’den grand slam’e takip edenlerin en çok izlediği turnuva Wimbledon, tüm kuralları, koşulları, yağmuru, çileğiyle diğer turnuvalardan ayrılıyor.

Wimbledon’da beyaz giyiliyor, maç öncesi çilek tüketiliyor, maçlar sırasında sık sık yağmur yağıyor ve çim kortun yapısı nedeniyle maçlar ayrı bir zevkle izlenebiliyor.

 

Türkiye’de de tenise gönül vermiş, yıl içinde sadece tenis takip eden, tenisin Türkiye’de büyümesi için emek veren büyük bir çoğunluk var. Sosyal medyada yaptıkları yayınlarla, paylaşımlarla tenisin kitlesini büyütmeyi hedefleyen bu çoğunluk, kuşkusuz bu gibi özel turnuvaların da gerçek ev sahibi.

Biz de Wimbledon başlamışken tenis severler ile konuştuk ve görüşlerini sorduk.
Öğrendik ki; tenis camiası için sevmeyeni de çokmuş.
İşte cevaplar;

Elif Alper – SadeceTenis

Bir tenissever neden Wimbledon'ı çok sever?

Çim, tenisin doğduğu yer. Topun çok daha az sektiği, doğal ve değişken yapısı nedeniyle kayarak hızlandığı ve nereye doğru sekeceğinin pek belli olmadığı, dolayısıyla hızlı reaksiyonlar gerektiren bir zemin. Bu zeminde oyunu iyi okuyabilmek, hızlı ve doğru kararlar vermek, servis-vole oyununu iyi uygulamak, güçlü servislerin yanına iyi bir return (servis geri dönüşü) oyunu eklemek önemli. Herkesin beyazlar içinde olduğu, asil bir havası var Wimbledon’ın. Ben seviyorum ama gerek oyun tarzı gerekse fazla geleneksel olması sebebiyle sevmeyeni de çok.

Nasıl bir turnuva bekliyorsun, katılmayacağını açıklayan çok fazla isim var.

Nadal ve Halep gibi isimlerin olmaması biraz buruk bir tat bıraksa da geçen sene düzenlenmediği için Wimbledon’a bir özlem var. Federer, Murray, Serena gibi şampiyonlar için de sezonun hedef turnuvası diyebiliriz. Olimpiyatın da yer aldığı oldukça sıkışık takvimde topraktan çime geçişe adapte olabilen oyuncuların kimler olacak ve genç oyuncuların hangileri çimde öne çıkacak, bunlar cevabını merak ettiğim sorular.

Büyük 3'lü dışında biri kazanabilir mi?

Berrettini ve Medvedev çim sezonunda kupa kaldıran isimler oldu. Medvedev’in oyunu çimde iyice tuhaf görünse de hızı ve oyun zekası bir avantaj. Ben genç oyuncular arasında Berrettini’yi çimde bir adım önde görüyorum, 2019’a göre kendini oldukça geliştirdi, onu finalde görmek isterim. Şampiyonluk için en büyük aday Djokovic gibi görünse de sürprizlere açık olabiliriz. Söz konusu Wimbledon ise Federer’i de hiçbir zaman es geçemeyiz. Kadınlar kurası yine her türlü ihtimale açık görünüyor. Serena’nın 24. Grand slam şampiyonluğu da ihtimallerden biri.

 

Eda Güney – EdaTalksTennis

Bir tenis sever neden Wimbledon'ı çok sever? Wimbledon izlemek ne hissettiriyor?

Tenisin en büyük organizasyonları Grand Slamler, hepsi iki haftalık çok önemli maratonlar. Bütün tenisçilerin hayali bir Grand Slam şampiyonu olmak. Bu dört büyük turnuvanın en eskisi ve prestijlisi ise Wimbledon. Hem oyuncular hem izleyenler için apayrı bir yeri var. Benim çocukluğumda tenise dair ilk ilgim Wimbledon’ı TRT’de izleyerek başladı. Tenisin en büyük mabetlerinden olan Merkez Kort ‘ta canlı bir maçı izlemek çocukken beni çok etkilemişti. Hala da aynı heyecanla izlerim.

Favorin kim?

Çok zor bir soru. Oyuncuların çoğunu çok seviyorum. Kalben Roger Federer’in emekli olmadan burada bir kupa daha kazanmasını çok isterim. Öte yandan 2019’da Federer’i burada çok heyecanlı bir maç sonucu yenen ve daha birkaç hafta önce Roland Garros’u kazanan Novak Djokovic çok formda ve istekli. Bana göre şampiyonluk için en büyük aday kendisi.

Kadınlarda ise 2019 şampiyonu Simona Halep sakatlığı yüzünden oynayamayacak. Kadınlar tablosu her zaman sürprize daha açıktır. Serena Williams için de Federer gibi yine bir kupa dileğim var ancak bu sene o sene mi pek sanmıyorum. Kadınlarda bir şampiyon kestirmek gerçekten çok zor.

Nasıl bir turnuva bekliyorsun, katılmayacağını açıklayan çok fazla isim var.

Grand Slamler en üst düzeyde katılımın ve rekabetin olduğu turnuvalar. Rafa Nadal’ın ve Naomi Osaka’nın katılmaması tenis severler adına üzücü ancak sakatlıklar dışında hemen hemen her oyuncu burada. Turnuva başladığı andan itibaren maçların heyecanı hepimizi saracak, eminim.

Büyük 3'lü dışında, biri kazanabilir mi?

2003’den beri bu turnuvayı sadece 4 farklı erkek tenisçi kazandı: Federer, Nadal, Djokovic ve Murray. Dolayısıyla erkekler tarafında büyük dominasyon var ve bunun çoğunluğu da Federer- Djokovic ikilisinde. Bu sene Djokovic’i durduran çıkabilir mi, ben de merak içindeyim.

Yeni nesil tenisin geleceği açısından çok önemli. Bu turnuvada gençler arasından en büyük şans bana kalırsa Tsitsipas’a ait. Ancak o da daha yeni Roland Garros finalinde Djokovic’e kaybetti. Ancak teniste her zaman sürprizler olur. Her maçta en iyi haliniz olmak zorunda ve bu iki hafta boyunca devam etmeli. Bu isimler arasından bir şampiyon çıkması güzel olur.

 

Gökalp Taşkesen – Raket Servis Tenis Podcasti

Bir tenissever neden Wimbledon'ı çok sever?

Wimbledon tenisin en eski ve en prestijli turnuvası. En büyük tenisçiler burayı ya kazandılar ya da kazanmak için kariyerleri boyunca uğraştılar. Hâl böyle olunca tenis seviyesi çok yüksek oluyor. Bir de işin içine Wimbledon’ın gelenekleri ve marka değeri girince, tenis turnuvasından çok bir spor şöleni izliyor hissine kapılıyorsunuz.

Favorin kim?

Kadınlarda Ash Barty, erkeklerde Novak Djokovic.

Nasıl bir turnuva bekliyorsun, katılmayacağını açıklayan çok fazla isim var.

Kadınlarda net favori iki-üç tane bile yok. Onun için orada ne olacağını takip etmek çok keyifli olacak. Sürpriz olmazsa sürpriz olur; öyle bir tablo. Erkeklerde ise Novak Djokovic açık ara favori. Ona zorluk çıkarabilecek isim olacak mı, o gözle izleyeceğiz. Federer senenin başından beri Wimbledon’a hazırlandığını söylüyor; onun geleceği seviyeyi görmek de ilginç olacak. Kadınlarda başa baş, erkeklerde belki biraz daha sonucu belli bir turnuva bekliyorum.

Büyük 3’lü dışında, Zverev, Medvedev veya başka bir tenisçi kazanabilir mi?

Son aylardaki sonuçlara bakacak olursak Medvedev ve Tsitsipas’ın normalde sıkıntı çıkarabileceğini söyleyebilirdik ama burayı 2002’den beri Büyük 4’lünün dışında hiç kimse kazanamadı. Eğer biri kazanacaksa o ya Medvedev olacaktır ya Tsitsipas. Medvedev’in servisleri ona avantaj sağlayacaktır. Tsitsipas’ın ise bunu başarabilmek için turnuva boyunca çok iyi servis karşılaması gerekecek. Detaylı bir analizi Raket Servis podcast ve Youtube kanalında yaptık; isteyenlere tavsiye edebilirim.

Wimbledon izlemek ne hissettiriyor?

Bambaşka bir şey. Zarafeti gelenekler ve ortam üzerinden hissedebiliyorsunuz. Bilet almak isteyen herkes Wimbledon geleneği gereği saatler ya da günlerce sıra bekliyor (bu sene Covid sebebiyle istisna oldu). Yani yerinde izleyenler tenisi çok iyi bilen ve seven insanlar. Onların coşkusunu televizyondan izlerken siz de hissedebiliyorsunuz. Bir de o ortamı görünce, bizden oyuncuları da Merkez Kort’ta izleyebilme hayali de kurduruyor Wimbledon.