cazcagdas @ gmail.com

İnsanoğlu, var oluşundan bu yana sürekli hareket etme eylemi içerisinde olmuştur.  Bu eylem, günümüze yaklaştıkça uygulanış biçiminde ve amacında farklılık göstermeye başlamıştır. Kimi zaman doğayla mücadele sonucunda, kimi zaman ise insanoğlunun varlığını koruma içgüdüsüyle gerçekleşen hareketler şeklinde gerçekleşmiştir. Bu hareketlerin ortak sonucu, bireyin fiziksel olarak hareket etmiş olması, beraberinde ruhsal, zihinsel sağlığın iyi olmuş olmasıdır. Günümüz yüzyılı içerisinde ise insanoğlu, gelişen teknoloji ve değişen dünya düzenine bağlı olarak daha az hareket etme eğilimi içerisine girmiştir. Artan araç-gereç sayısı, gelişen teknolojik ekipmanlar ve birçok alanda insanlara sunulan kolaylık, beraberinde daha az hareketli, daha çok stresli ve gergin bir yaşantıya ortam oluşturmuştur. İnsan metabolizması için zararlı olan bu olumsuz faktörler, gün geçtikçe insanoğlunu mutsuz, umutsuz ve sağlıksız bir yaşantı içerisine sürüklemektedir. Ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlığa zarar veren bu etkenlerin bertaraf edilmesi için hastanelerde köşe kapmaca oynayan insanoğlu sadece bu ve buna benzer kuruluşlarda değil birçok alanda alternatif bir çözüm arayışı içerisine girmiştir. Aranan çözüm, yıllardır benliğimizle beraber süregelen hatta ve hatta anne karnında bile bizimle birlikte olan harekettir. Evet, bu çözümün cevabı tahmin ettiğiniz gibi temelinde hareket olan “SPOR” kavramıdır. Spor’un insan metabolizması için sinir-kas-iskelet sistemini geliştirmek, kalp ve damar dolaşımına katkı yapmak, gelişim ve büyümeyi sağlamak, hafızayı güçlendirmek, kan basıncını düzenlemek gibi birçok faydasının yanı sıra stres ve kaygıyı azaltmak, özgüveni geliştirmek, mutluluk hormonlarını tetiklemek gibi birçok faydası olan doğal bir antidepresan etkisi yaratmaktadır. Evet, yanlış duymadınız hem de EN DOĞAL ANTİDEPRESANDIR “SPOR”

Dr. Çağdaş CAZ